ABD Merkez Bankası (Fed), beklentilere paralel biçimde politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75 – %4,00 aralığına çekti.
Böylece Fed, eylül toplantısında başladığı gevşeme sürecini ikinci indirim kararıyla sürdürmüş oldu. Kararın ardından gözler Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarına çevrildi.
Metinde Ton Değişimi: “Yumuşak İniş” Daha Kırılgan
Fed’in karar metni önceki toplantılara kıyasla daha temkinli ve kararsız bir ton taşıyor.
Komite artık ekonomik aktiviteyi “ılımlı hızda genişliyor” şeklinde tanımlarken, istihdam piyasasındaki zayıflamaaçıkça vurgulandı.
Metinde yer alan “enflasyon yılın başından bu yana yükseldi” ifadesi, fiyat baskılarının yeniden inatçı hale geldiğimesajını veriyor.
Ayrıca “istihdam risklerinin yükseldiği” notu, iş gücü piyasasındaki gevşemenin artık Fed’in ana endişe konularından biri olduğunu ortaya koyuyor.
Oy Birliği Bozuldu: Fed İçinde Görüş Ayrılığı Derinleşiyor
Karar bu kez oy birliğiyle alınmadı.
Trump yönetimine yakınlığıyla bilinen Stephen Miran, 50 baz puanlık daha agresif bir indirim istedi.
Buna karşılık, eski banka yöneticisi Jeffrey Schmid faizlerin sabit bırakılması yönünde oy kullandı.
Bu tablo, Fed içinde politik bölünmenin arttığını ve önümüzdeki dönemde para politikasının daha tartışmalı hale geleceğini gösteriyor.
Miran’ın “önden yüklemeli” indirim çağrısı ise, Trump dönemindeki büyüme odaklı yaklaşımın yeniden etkili olmaya başladığı sinyali olarak yorumlanıyor.
Bilanço Hamlesi: Sıkılaştırma Dönemi Resmen Bitti
Fed ayrıca, 1 Aralık itibarıyla bilanço küçültme sürecini sonlandıracağını duyurdu.
Bu karar, likiditeyi artırıcı ve finansal koşulları gevşetici bir adım olarak öne çıkıyor.
Faiz indirimiyle birlikte bilanço politikasında da frene basılması, para politikasında tam anlamıyla bir “pivot”yaşandığını teyit ediyor.
Kısacası, Fed artık yalnızca faiz indirimleriyle değil, bilanço tarafında da destekleyici bir tutum sergiliyor. Bu da 2026’ya yaklaşırken genişleyici bir likidite evresine girildiğini gösteriyor.
Powell: “Enflasyon Riski Devam Ediyor, Ancak Önceliğimiz İstihdam”
Powell, faiz indiriminin ardından yaptığı açıklamalarda şu mesajları öne çıkardı:
-
Ekonomik faaliyetler ılımlı hızda devam ediyor, ancak istihdamda zayıflama sinyalleri belirginleşti.
-
Enflasyon hâlâ %2 hedefinin üzerinde seyrediyor ve tarifelerden kaynaklı geçici artışlar görülüyor.
-
İşgücü piyasasındaki yavaşlama, faiz politikasında daha nötr bir duruşa geçilmesini gerektirdi.
-
Aralık ayında yeni bir indirim olup olmayacağı veri akışına bağlı olacak.
-
Fed bilançosunu bir süre sabit tutacak ve Hazine tahvili alımlarını sürdürecek.
-
Yapay zekâ ve veri merkezi yatırımlarının ekonomiyi desteklediğini, ancak faiz indirimlerinin bu alana sınırlı etki edeceğini söyledi.
-
“Politikamız hâlâ ılımlı biçimde kısıtlayıcı, bu da ekonominin kademeli olarak soğumasını sağlıyor.”
Zayıf İstihdam Fed’i İndirime Zorluyor
Eylül ayındaki ilk indirimin ardından gelen bu ikinci adım, Fed’in “yumuşak iniş” hedefini koruma çabasını yansıtıyor.
Hükümet kapanması nedeniyle veri akışı sınırlı olsa da özel sektör göstergeleri, işe alımların durakladığını ve işten çıkarmaların arttığını ortaya koyuyordu.
Bu tablo, Fed’in ekonomideki momentum kaybını net biçimde okuduğunu gösteriyor.
Piyasalar zaten indirimi büyük ölçüde fiyatlamıştı: tahvil faizleri gerilerken, hisse senetleri ve kripto paralar “güvercin Fed” temasını satın aldı.
Oxford Economics’ten Michael Pearce, “Fed’in 2025 adımları mantıklı ama 2026 için öngörülen indirimler fazla iyimser” diyerek uyarıda bulundu.
Zira enflasyon hâlâ %3 civarında seyrediyor ve gevşeme sürecinin hızlanması fiyat istikrarı riskini yeniden artırabilir.
Sonuç: Fed Artık Frene Değil Gaza Hafifçe Dokunuyor
Zayıflayan istihdam, güçlü dolar ve devam eden bütçe tartışmaları arasında alınan bu karar, para politikasında yön değişiminin resmileştiği bir döneme işaret ediyor.
Powell yönetimi artık enflasyonla değil, işsizliğin artışıyla mücadeleye öncelik veriyor.
Fed’in mesajı net:
“Önceliğimiz fiyat istikrarı değil, istihdamın korunması.”
